IQNA

Kur’an tefsiri ve müfessirler /2

Kur’an-ı Kerim’in en eski tam tefsiri

16:44 - September 01, 2022
Haber kodu: 3477263
Üçüncü nesil Müslümanlar arasında en önemli tefsir, büyük bir alim ve müfessir olan Mukatil bin Süleyman’ın tefsiridir. Büyük Horasan’da yaşadı ve eseri, Kur’an’ın bize ulaşan en eski tam tefsiri olarak kabul edilir.

Mukatil b. Süleyman bu eserin müellifidir ve ‘büyük müfessir’ olarak tanımlanmaktadır. Merv’de yaşayan Belh asıllı bir âlimdir. Tarih boyunca bu eser araştırmacıların her zaman ilgi ve referansı olmuştur ve günümüzde pek çok nüshası bulunmaktadır.

Mukatil bin Süleyman kimdir?

Ebü’l-Hasen Mukâtil b. Süleyman b. Beşîr el-Ezdî el-Belhî  Kur’an’ı baştan sona kadar tefsir eden ilk müfessir olarak bilinir.

Günümüz Afganistan’ında bulunan  Horasan şehirlerinden biri olan Belh şehrinde 80 ila 90 kameri yılları arasında (MS 700 ila 710) doğdu. Bir süre sonra Belh’ten Merv’e (bugünkü Türkmenistan) geldi. Bir süre orada yaşadı ve orada evlendi. Merv o zamanlar Horasan'ın büyük şehirleri arasındaydı ve Ahmed ibn Hanbel ve Sufyan al-Sevri de dahil olmak üzere birçok alim burada yaşadı.

Mukatil bir süre sonra bugünkü Irak’ta bulunan Basra’ya ve ardından Bağdat’a gitti. İlim merkezi olan ve çeşitli âlim ve düşünür grupları tarafından ziyaret edilen büyük bir şehir olan Bağdat'a yerleşti. Orada farklı alanlardaki engin bilgisi ile ünlendi ve Hadis ve Tefsir Şeyhi olarak tanındı.

Mukatil tefsirinin en önemli özelliklerine genel bir bakış

Merv şehrinin dini alanı , yerel kısıtlamalardan kurtulmak için daha fazla kapsama sahipti. Bu özellik de Horasan’da yerel gelenekle sınırlı olmayan bir tefsir için uygun bir alan sağlamıştır. Mukatil bin Süleyman’ın tefsirinin giriş kısmı da yazarın farklı yerel geleneklerden yararlandığını göstermektedir. Mukatil, hadis ve rivayetlerin yanı sıra, kelâm ve diğer alanlarda da âlimdi.

Bu nitelikler, onun tefsirinin Kur’an’ın tam ilk tefsiri olması gerçeğine ek olarak, tamamlandıktan hemen sonra onun ünlenmesine sebep oldu. Öyle ki eserin nüshaları İslam dünyasının farklı yerlerinde büyük hadis âlimlerine ulaşmış ve eserini değerlendirmişlerdir.  

Bu tefsir, Kur’an’ın bütün ayetlerini sürekli bir şekilde ve izaha ihtiyaç duyulan her yerde tefsir etmiştir. Hem hadislerden hem de akıl yürütmeden yararlanmış, kısa ve öz ve aynı zamanda güzel ifadeler kullanmıştır. Müfessirin içeriğe giriş ve çıkıştaki genel yöntemi, önce surenin Mekkî mi, Medenî mi olduğu da dahil olmak üzere genel özelliklerini ve âyet sayısını belirlemesidir. Daha sonra Kur’an ayetlerini adım adım diğer ayetlerin yardımıyla tefsir eder. Anlamından sonra her ayetin nüzulünü ele alır. Ardından  her ayetin nüzulünün eşzamanlılığı, genellikle vahye sebep olan tarihi olaylarla açıklar.

Bahsedildiği gibi, bu tefsirin özelliklerinden biri de, Kur’an’ı Kur’an’a tefsir etme şeklidir ki bu, müellifin Kur’an’ın tamamına hâkimiyeti ile en güzel şekilde yapılmıştır. Onun tefsirinin diğer özelliklerinden biri de, zahir manaları çelişkili görünen ayetler arasında birlik ve bütünlük yaratmaktır.

Yazar diğer bilim adamlarının görüşlerinden kısaca bahsedip eleştiride bulundu ve tartışmalı konulardan kaçındı. Çalışmanın bir diğer avantajı da kısa olması ve zengin içeriği özlü bir şekilde sunmasıdır.

Bu eserin yazılmasının üzerinden on iki asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, bu tefsir hala muhatablarına bugün için yazıldığı hissini yaratmaktadır. Özel konular içermesi nedeniyle daha çok uzmanlar kullanmakta sıradan okuyucu tarafından fazla kullanılmamaktadır.

4070025

captcha